Blog Yazılarımız

Stresle baş etmek, kişisel bir süreçtir ve her bireyin ihtiyaçları farklı olabilir. Stresin yönetilmesi, yalnızca stresin kaynağını ortadan kaldırmakla değil, aynı zamanda stresle daha sağlıklı bir şekilde başa çıkmakla ilgilidir

Mükemmeliyetçilik bireyin sürekli olarak yüksek ve genellikle ulaşılması güç standartlar belirlemesi ve bu standartlara ulaşmak için aşırı bir çaba harcaması durumudur.

Aldatma; birçok toplumda ahlaki olarak kabul edilmeyen bir davranış olarak görülse de istenmeyen bir yaygınlığa sahiptir ve kişi ve kişiler arasında derin yaralar bırakır. Son yıllarda ,belki de sosyal medyanın yaygınlaşması ve evrenselleşmesi ile birlikte çift terapilerine başvurma nedenleri arasında aldatma ,aile içi şiddetten sonra en önemli sırayı almıştır.

İmgeleme, terapilerde yaygın olarak kullanılan bir teknik olup, bireyin zihinsel olarak çeşitli sahneleri, olayları veya duygusal durumları gözünde canlandırmasını sağlayan bir yöntemdir. İmgeleme, kişinin kendi zihninde geçmiş deneyimleri yeniden yaşaması, bu deneyimlerle ilgili duygu ve düşüncelerini düzenlemesi ya da henüz yaşanmamış olaylar hakkında kendini hazırlaması için kullanılır. Terapötik amaçla uygulanan imgeleme, kişinin olumsuz deneyimlerini yeniden çerçeveleyebilmesine ve travmatik anıları sağlıklı bir şekilde işleyebilmesine olanak tanır.

Şema tetiklenmesi, psikoterapide yaygın olarak kullanılan bir kavramdır ve bireyin yaşamı boyunca geliştirdiği şemaların (erken dönem yaşantılardan kaynaklanan kalıcı düşünce, duygu ve davranış kalıpları) aktif hale gelmesiyle ortaya çıkan yoğun duygusal tepkileri ifade eder. Şemalar, genellikle çocukluk ve ergenlik döneminde yaşanan olumsuz deneyimler sonucunda gelişir ve kişinin kendisi, diğerleri ve dünya hakkında sahip olduğu temel inançları şekillendirir. Bu şemalar, bireyin bilinçli olarak farkında olmadığı derin duygusal yapılar olup, tetiklendiğinde kişide ani ve aşırı tepkilere yol açabilir.

Bulimia nervoza, kişinin tekrar eden aşırı yeme atakları ve bu ataklar sonrasında kilo almayı önlemek amacıyla uyguladığı sağlıksız telafi edici davranışlarla karakterize edilen bir yeme bozukluğudur. Bu bozukluk, bireyin fiziksel ve zihinsel sağlığını olumsuz yönde etkileyerek hayat kalitesini düşürebilir. Genellikle genç yetişkin kadınlarda daha sık görülse de, her yaştan ve cinsiyetten kişiyi etkileyebilir.

Othello sendromu, kişinin partnerine karşı yoğun ve mantıksız bir şekilde patolojik kıskançlık hissetmesiyle karakterize edilen bir psikolojik bozukluktur. Bu sendrom, adını William Shakespeare’in ünlü oyunu Othello’dan alır. Oyunda, Othello karakteri eşi Desdemona’yı sadakatsizlikle suçlayarak, kıskançlık krizleri sonucunda trajik bir sona sürüklenir. Othello sendromunda da kişi, partnerinin sadakatsiz olduğuna dair gerçekçi olmayan bir inanca saplanır ve bu düşünceler, kişiyi kontrolsüz davranışlara sürükleyebilir.

İlişkilerde manipülasyon, bir kişinin bilinçli ya da bilinçsiz şekilde diğer kişinin duygularını, düşüncelerini veya davranışlarını kontrol etmek amacıyla uyguladığı psikolojik taktikleri ifade eder. Manipülasyon, genellikle gizli ve örtük bir şekilde gerçekleşir ve manipülatör, karşı tarafı kendi isteği doğrultusunda hareket etmeye yönlendirmek için çeşitli stratejiler kullanır. Bu durum, romantik ilişkilerden arkadaşlık ilişkilerine, aile bağlarından iş ilişkilerine kadar birçok farklı bağlamda ortaya çıkabilir.

Kumar bağımlılığı, kişinin hayatını olumsuz yönde etkileyen, kontrolsüz bir oyun oynama ve bahis yapma dürtüsüne karşı koyamama durumudur. Bu bağımlılık, yalnızca finansal kayıplara neden olmakla kalmaz, aynı zamanda bireyin sosyal ilişkilerini, duygusal sağlığını ve genel yaşam kalitesini de derinden sarsar. Modern toplumda kumar oyunlarının kolayca erişilebilir hale gelmesi, bağımlılığa yatkın kişilerin riskini daha da artırmaktadır. Kumar bağımlılığını anlamak ve önlemek, hem bireysel hem de toplumsal açıdan önem taşı

Nomofobi, "no mobile phone phobia" (mobil telefonsuz kalma korkusu) teriminin kısaltmasıdır ve kişinin cep telefonundan ayrı kalma ya da mobil bağlantısını kaybetme durumunda yaşadığı yoğun kaygı ve korku halini ifade eder. İlk kez 2008 yılında İngiltere'de yapılan bir araştırmada tanımlanan bu kavram, dijital çağın yeni bir psikolojik sorunu olarak kabul edilmektedir.